18 Eylül 2009 Cuma

ŞH-Kadıköy

17 Eylül Perşembe günü Eminönü taraflarından eve dönerken ŞH-Kadıköy vapuruna bindim. Vapurun makine diresiyle kaptan köşkünü görme fırsatım oldu. Bu yüzden bu deneyimi de burada paylaşayım dedim.

Vapur 18.00'da kalktıktan sonra Üsküdar'a yaklaşmak üzereyken gördüğüm bir güvenlik görevlisine durumu anlattım. O da beni yukarı kaptan köşküne çıkarttı. Orada kaptana da anlattım ve beni çarkçıbaşına yönlendirdi.
Bu olay sırasında kaptan köşküne de kısaca bir göz atma fırsatım oldu. Oldukça modern ve teknolojik bir biçimde planlanmıştı. Sancak ve iskele taraflarında ayrı ayrı şotel kontrol joystickleri bulunuyordu. Ben çıktığım sırada kaptan sancak tarafındaki kumanda panelini kullanarak gemiyi Üsküdar iskelesine yanaştırmakla meşguldü. Aynı zamanda paneldeki ekranlar yardımıyla da geminin yanaşmasını ve yolcu kapısını izliyordu. Bunun dışında dikkatimi çeken bir diğer nokta da eski şehir hatları vapurlarının aksine kaptan köşkünün tam orta kısmında sayısını tam hatırlayamıyorum ama 2 veya 3 tane koltuk olmasıydı. Bunlar da tahminime göre normal seyir esnasında kaptan ve diğer görevliler için konulmuştu. Daha sonra çarkçıbaşıyla konuşmak için içeriye geçerken gemideki yaşam mahallini de kısmen görebilme fırsatım oldu. Yine diğer şehirhatları vapurlarının aksine tüm personel için yaşam mahalli üst katta kaptan köşkünün arkasındaki kısımdaydı. Yatakların bulunduğu odalar, mutfak ve oturma odası vardı.
Çarkçıbaşının yanına gittikten sonra Haliç Tersanesi'nde İsmail Aytaç'ın vapurun tahrik sistemi hakkında bilgi verdiğini söyledim, makine dairesini görüp göremeyeceğimi sordum. O da yanımda birisiyle birlikte gezebileceğimi söyledi.

Makineden sorumlu görevlilerden biriyle aşağı indik. İlk olarak kıç kısmındaki şotel odasına girdik. Oradaki elektrik motorlarını gördüm. Pervanelerin hareketi elektrik motorlarıyla sağlandığından makine dairesiyle şotel odası arasında hiç bir şaft bağlantısı yok. Görevli şotel sistemini kısaca anlattı ve dönüşünü hidrolik yardımıyla sağladığını söyledi.
Oradan çıktıktan sonra makine dairesine indik. Makine dairesi 2 bölümden oluşuyordu. İlk inildiğinde tamamen elektronik devre ve kumanda panllerinin bulunduğu bir odaya giriliyor. Bu odada jeneratörlerin çalışması hakkında detaylı veriler izlenebiliyor. Aynı zamanda jeneratörlerin ürettiği elektriği dönüştüren trafolar da burada. Buradan sonra jeneratörlerin bulunduğu kısma bir kapıdan geçiliyor. Esas makine dairesinde 4 adet jeneratör mevcut. Tam güçlerini hatırlamıyorum ama sadece elektrik üretmede kullanıldıkları için çok da yüksek güçte makineler değil bunlar. İlk çalıştırma sistemleri büyük gemi makinelerinin aksine elektrikle çalışıyor. Ben gezdiğim sırada bir tanesi arızalı olduğu için çalışmıyordu. Ancak arıza olmadığı durumlarda da gereken ihtiyaca göre hangilerinin çalışacağı belirlenebiliyormuş.
Makine dairesinden sonra arka tarafındaki kısma geçtik. Buraya alt taraftan geçiş yok, yukarı çıkarak diğer bir merdivenden tekrar inmek gerekiyor. Bu kısımda da havalandırma sistemiyle ilgili çeşitli sistemler vardı. Ayrıca geminin temiz su tankı da buraya yerleştirilmişti.
Çeşitli sistemlerin olduğu bölümü gördükten sonra baş kısmındaki bow thruster odasını görmek istedim. Bu oda oldukça küçük bir yer. Neredeyse sadece bow thrusterı çalıştıran elektrik motorunun sığabileceği kadar.
Oradan sonra da makine dairesinin ön kısmında kalan bir başka bölüme indik. Bu kısım da bir depo gibi kullanılıyordu. Yangın söndürücü sprinkler sisteminin su tankı da burada bulunuyordu.
Kısacası geminin su altı kesimi 5 bölümden oluşuyordu. Kıç taraftan pruvaya doğru sırasıyla şotel odası, çeşitli sistemlerin bulunduğu bölüm, makine kontrol odası, makine dairesi, depo bölümü ve bow thruster odası.

Tüm bunlardan sonra beni gezdiren görevliyle de biraz sohbet ettik. Tabi bu kadar şeyin ardından 18.15te Üsküdar'da inme fırsatım olmadı. 18.20 seferiyle Eminönü'ne geri dönüp tekrardan 18.45 seferiyle Üsküdar'a geldim ve ancak 19.00'da gemiden inebildim.

Yazıdaki fotoğraf http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=77541&start=0 sayfasından alınmıştır. Vapur hakkındaki forum sayfasını görüntülemek için sayfaya bakabilirsiniz. Fotoğraf: Süha Özten

7 Eylül 2009 Pazartesi

Fotoğraflar

Staj günlerinde çektiğim diğer fotoğrafların tamamını http://picasaweb.google.com/gokankaya adresinde görüntüleyebilirsiniz.
Blogu takip ettiğiniz için teşekürler.

Camialtı'nda Son Gün

Perşembe günü Camialtı’ndaki son günümüz sayılırdı. Staj defterlerini teslim etmeye geldik. Defterlerin imzalanmasında herhangi bir sorun çıkması ihtimaline karşı beklememiz söylendi. Biz de İdris Usta’nın yanına giderek sohbet ettik. Daha sonra İdris Usta’yla tersanede dolandık ve T.D.İ. Poyraz’ın makine dairesine indik. Ancak defterlerle ilgili bir gelişme olmaması üzerine 12gibi tersaneden ayrıldık.Ertesi gün ise öğleden sonra gelerek defterleri teslim aldık.

M/S Anadolufeneri

Haliç Tersanesi’ndeki son günümüzde ise bir gün önceden havuzdaki takaryalara oturtulup dayaklarla sabitlenen M/S Anadolufeneri’ni gördük. Bu sırada havuzun kapağından su sızdıran kısımları dışarıdan tıkamak için gelen dalgıç ekibinden Kaan Bey sanayi dalgıçlığı hakkında bilgi verdi. Dalış sırasında kullanılan ekipman çeşitlerini, sualtında yapılabilecek sanayi işlerini anlattı. Bu bilgilendirme sırasında aynı zamanda diğer dalgıcın kapağın sızdıran kısımları tıkamasını izledik. Sonrasında ise M/S Anadolufeneri’nin içine girdik. Önce makine dairesine inerek çarkçıbaşı Erol Seçilmiş’ten gemi ve makinesi hakkında bilgi aldık. Geminin son havuzlanması olduğunu, sonrasında ise Rize’deki bir okula eğitim amaçlı hibe edileceğini öğrendik. Makine dairesinden sonra kaptan köprüsüne çıktık ve seyir cihazlarını inceledik. Geminin kaptanından gemi hakkında bilgi aldık. Son olarak da kıç altındaki şaft yataklarının bakımını izledik ve baş altındaki mürettebat yaşam alanını gezdim.

Havuza Gemi Girişi ve Tamir Gören Gemilerin Gezilmesi

Ertesi gün dolu olan havuza M/S Anadolufeneri vapurunun girmesini izledik. Vapur girip bağlandıktan sonra kapak kapatılıp yerine oturtuldu ve içerideki su dışarı basılmaya başlandı. Biz de bu sırada ŞH-Kasımpaşa motorunun makine dairesini gezdik ve içeride elektrik ve elektronik sisteminin kurulmasını izledik. Ardından Ahmet Hulusi Yıldırım vapurunu kısmen gezdik ve yenileme çalışmalarını gördük sonra da makine dairesine inerek buradaki tamirat işlemleri hakkında bilgi aldık. Vapurlardan sonra tersanenin pompa atölyesine giderek havuzun suyunu basan pompaların çalışmasını izledik ve suyun denize basıldığı kapakları gördük. Tersaneden ayrılmadan önce ise İsmail Aytaç gemilerdeki şotel, voith, su jeti gibi yeni tahrik sistemleri ile yeni yapılan arabalı vapurların planları ve motorların elektronik sistem devre şemaları hakkındaki bürodaki dokümanları gösterdi.
Aynı zamanda internette de voith sistemini çok güzel anlatan bir simülasyon var. http://www.voithturbo.com/545950.htm adresinden ulaşabilirsiniz. Sol alttaki menüden kontrol ve görünüm seçeneklerini de değiştirebiliyorsunuz.

Havuza Su Alınması

Son haftanın ilk günü yine Haliç Tersanesi'ndeydik. Sabah en büyük havuza su alınmaya başlandı. Havuzun toparlanması ve içerideki işçilerin son kaynakları yapmasını izledik. Daha sonra motor atölyesine gittik ve burada İsmail Aytaç’tan motorlardaki mekatronik sistemler hakkında bilgi aldık. Deniz suyu basıncı sensörü, yağ basıncı sensörü, ekzos sıcaklığı sensörü, pistonlara hava girişini sağlayan flapların manyetik olarak açılıp kapanması (emergency stop), tatlı su seviyesi sensörü, çoklu pinlerden oluşan makineyi kumanda paneline bağlayan portlar gibi elemanları inceledik. Son olarak da ŞH-Fatih vapurundaki ana makine olmadan jeneratörlerle üretilen elektriğin şotel sistemli pervanelere elektrik motoruyla iletilmesi sistemini öğrendik.